4 Kasım 2009 Çarşamba

Bencillik

“Dünyada her şey yalan,
üstü ne çok örtülse de bencilliğimizin,
sırıtır bir aradan…”

Charles Baudelaire




İnsanoğlu doğası itibariyle bencildir. Tersini söyleyen beri gelsin. Şöyle bir bakın etrafa, herkes kendi yarattığı doğrular üzerinden hareket etmiyor mu? Göz ardı edilemez hatalarını bir şekilde haklı çıkarmaya çalışmıyor mu? En önemlisi temelde hepimiz kendi algımızla açıklamaya çalışmıyor muyuz yaşamımızı, yaratılmış gerçeklikleri? Kim yarattı bunları? Biz değil mi? Biz “ben”lerden oluşmuyor mu?

Bencillik, insanın kendini sevmesi midir? Kendini sevmek güzel bir şey elbette. Kendinden güç almak, ayaklarının üstünde durabilmek… Kimse olmasa da etrafında, kendinle zaman geçirmek kimi zaman insana öylesine huzur verir ki. Ne bileyim kitap okumak, yatağına uzanıp müzik dinlemek, oturup bir şeyler yazmak, ya da hiçbir şey yapmadan öylece düşünmek, tatlı hayallere dalmak… Bencillik böyle bir şeyse eğer seviyorum bunu. Bencilliği içinde yaşamak, yalnızlığını dindiriyor insanın bir nebze de olsa.

“İstemiyorum” diyorsun o zaman. “Kimseyi istemiyorum, böyle de mutluyum ben.”

Başkalarının düşüncelerine önem vermek, kimse kırılmasın diye nazik davranmak sürekli, merhametli olmak, erdemli davranışlar ise de karşılık bulamayınca insan elinde kocaman bir kafa karışıklığı silsilesiyle kalakalıyor. Karşındakinin bencilliği sana zarar vermeye başlıyor işte bu noktada.

Bencillik, insanın kendini sevmesinden ziyade “her şeyden üstün tutması” haline dönüşüyor -ki doğru olan açıklama eğer buysa, bunu hiç sevmiyorum. “Ey insanoğlu senin derdin ne?” demezler mi adama? Bir insan, başkasının hayatına birdenbire bu kadar kolay girip, hayatını tersyüz etme hakkını nerden buluyor? Sonra nasıl hiçbir şey yokmuş gibi davranabiliyor? Bu gücü bencilliğinden alıyorsa yerim ben öyle bencilliği. Adı üstünde “ben”cillik. Burada “sen” “siz” veya “onlar”a yer yok.

Kimse kimsenin düşüncelerine, davranışlarına, hislerine müdahale etme lüksüne sahip değildir. “Böylesi senin için daha iyi olacak.” ne demekmiş? Sen kimsin de başkası hakkında karar veriyorsun? Herkes kendisi için neyin iyi, neyin kötü olacağını biliyordur zaten. Yanlış seçim yaparsa da sonuçlarına kendisi katlanır.

Kötülüğünü, mutsuzluğunu “bencillik” diyerek dışa vurmamalı insan. Zalimsen öylesindir. Acımasızsan “Acımasızım” de kendine. Düşüncesizsen açıklamaktan çekinme. Herkes çevrende pervane olsun isteyebilirsin, çok normal.(Kime göre normal? Tabi ki bana göre.) Odunsan, odun gibi davran. Ne kadar yontulsan da şık bir mobilya olamayacaksın. Yalnızsan, ve bundan garip bir zevk alıyorsan, yalnızlığına kimseyi katmaya çalışma. Çoğalmaya çalışırken karşındakini de yalnızlaştıracaksın çünkü. Merhametsizsen, n’olur öyle kal. “Ne yapayım, bencilim.” deyip meşrulaştırma tüm bunları.

Peki ben kimim ki, böyle ahkam kesebiliyorum? Bilmiyorum. Ben de sevdiğim bencilliğimi yaşıyorum içimde. Ama sanırım benim sorunum bencilden ziyade “sen”cil olmak.


"Here's to you
Who read everything
Left it out on the shelf
There's no one else to blame
Except yourself.

Selfish Jean"




20.10.2009

1 Maruzatım olacak:

Neredeyse Kafasız Nick dedi ki...

Not: Bu yazı Şahan Gökbakar'lı Turkcell reklamından önce yazılmıştır olm.

Template by:
Free Blog Templates