16 Temmuz 2011 Cumartesi

Şimdi Bsg Sevgili Kendim

Kimsenin hayatında en önemli olamadım, dedin. Öyleydi. Seni kaybetse üzülecek dostların vardı. Sen olmasan yalnızlık çekecekti annen. Yine de aklının bir köşesinde kardeşin olacaktı. Baban zaten çoktan terk etmişti. Sevgililerin oldu, hiçbirinde yer etmedin. Hani hiç unutulmayan aşklar olur ya, hiçbirinin öznesi sen değildin.

En önemli olmak nasıl olur bilmiyordun, belki de böyle bir şeydi. Şimdi yaşadığındı belki. Üzgünlüğün önemsizlikten değil, anlayamamaktan, anlaşılmamaktan ve yalnızlıktandı. Hep yalnız kalacak olmanı bildiğindendi. Sonunda herkes giderdi çünkü. Hep kalacak sandıkların gitmemiş miydi? Hani daha önce yazdığın gibi, en son o gider dediğin baban, ilk bırakan olmamış mıydı elini?

Kaybetmeyi iyi biliyordun. O yüzden sarılmadın mı ona, sevdiğin adama? Hayatının tamamı haline getirmedin mi? Daha fazla kaybetmeye tahammülün yoktu. O yüzden vermedin mi her şeyini? Vazgeçmedin mi bir çok şeyden? Karşılık beklemeden yaptın sandın. Öyle değildi. Sen de görmek istedin aynını. İnsan bu ister. Belki de çok şey istedin bir anda. Olabilecek olan buydu.

Herkesin limitleri vardı. Ona göre yaşardı insanlar hayatını. Herhangi bir aşırılığa yer yoktu belirlenmiş sınırlarının içinde. Sen aşırılık bekledin. Beklememeliydin. Üstelememeliydin. Ağzına geleni söylememeliydin. Bi yerde susman gerektiğini fark etmeliydin.

Susunca kendine, konuşunca ona zarar veriyordun. Aslında zararın kendisi sendin. Bir şeyleri çabalayarak düzeltemezdin. Çünkü yamuk olan sendin. Bazen mutsuz olmaktan yoruldun oysa mutsuzluk da, yorgunluk da sendin. Bazen şikayet ettin her şeyden. Her şeyin nedeni sendin. Gitmek istedin, ayaklarını olduğun yere çiviledin. Kalmak istedin, kaldığın yeri cehenneme çevirdin.

Sonra utanmadan birinin hayatında en önemli olmak istedin.

Artık ne desen boş. Üzülüyorsun diye başkasını da üzmek bencilliklerin en büyüğü değil mi? Zamanında en fazla yakındığın şey değil miydi bencillik? Gördün mü bak? Nefret ettiğin insana dönüştün giderek.

Sırf istediğin hiçbir şey olmuyor diye, şımarık bi çocuk gibi suçladın insanları yok yere. Asıl tek suçlu sendin.

Şimdi bi siktir git sevgili kendim.

3 Temmuz 2011 Pazar

Yaz da gelmedi bi türlü...

Karşındaki çırpınıp, günden güne kendini eritirken hiçbir şey yapmamak onu baya acıtır aslında. Sen kötü bir şey yapmadığını düşünüp içini rahatlatırken, hiçbir şey yapmamanın en büyük kötülük olduğunun farkına bile varmazsın.

O ise didinip durur kendi kendine. İyiymiş gibi davrandığı zamanların ağırlığı geceleri ortaya çıkar. Islanan yastığından anlarsın bunu. Sonra ertesi güne yine gülerek uyanır. O gün farklı olacak sanır.

Yine uğraşır. Yine dinler. Yine yardım eder. Yine içinden gelenleri yok sayar. Yine her şey gerçekmiş gibi yaşamaya devam eder. Bunu istemeyerek yapmaz. Gocunmaz. Aksine yaptığına mutlu olur.

Bir şeyler eksiktir ama. Gülünce gözleri parlamaz mesela. İçinde o huzur kalmamıştır. Her an her saniye soru işaretleriyle doludur zihni. Durmadan düşünür. Düşündüğünü söyleyemez kimseye. Kimse dinlemez. Dinleyen anlamaz. Anlayan umursamaz. Zaten bir süre sonra da korkar olur paylaşmaya. Her şey çok fazlayken üstüne biraz daha eklemek istemez. Eklese taşacak, eklemese içinde patlayacak gibidir.

Onun için damacanadan bardağa su doldurmaya benzer artık hayat. Çoğu dökülür azı kalır. Yine kendisi toplar dağınıklığını.

Template by:
Free Blog Templates