11 Nisan 2010 Pazar

Ardından...

Oysa her şey ne güzel başlamıştı. Ne çabuk ısınmıştım sana. Ne kolay benimsemiştim. Benimdin. Benim kalacaktın. Öylesine emindim.

Aslında hep yanımda ol istedim. Başkalarını kıskandım. Yolda, sokakta, sahilde, otobüste, metroda, vapurda, şık mekanlarda, şık olmayan mekanlarda, öyle sıradan mekanlarda, mekan bile olmayan yerlerde, her neyse… güzel kadınlara eşlik eden, sana benzeyen, senin gibi olanları gördükçe arttı kıskançlığım.

Hep yanımda ol istedim ama uzak tuttum kendimi senden. Kendime güvenemedim biraz, belki senden korktum. Bilmiyorum. Ben uzak kalmaya çalıştıkça, sen çektin kendine. Durdurulamaz biçimde. “Gel.” desen, çağırsan, ne desen yapacak hale gelmiştim.

Büyüdüğümden mi bilmiyorum. Eskiden olsa dönüp bakmazdım bile. Umursamazdım. Beni bu kadar üzecek, kıracak, rahatsız edecek, sinir bozucu ama bir o kadar da çekici bir şeye karşı koymak zorunda değildim küçükken. Yani daha küçükken. Yani şimdiki halimden.

Şimdi ise, şimdi derken hani, hayatımda olduğun, bende yer etmeye başladığın zamanlarda, seni, herhangi bir yerde, göz ucuyla görmem bile yeterli oluyordu, içimdeki karşı konulmaz hislerin uyanması için. İnsan büyüdükçe hissettikleri de büyüyormuş, onu anladım.

Bilerek ve her şeyin farkında olarak, benim olmanı istedim senden. Beni ne denli yaralayacağından haberdar olarak. Kabul ettin. Kabullendim.

Oysa her şey ne güzel başlamıştı. Söylemiştim bunu değil mi? Gözlerimi alamadım senden hiç. Hatta hep diyordum ya ‘Sana bakmak suya bakmak’. Şaka şaka bunu ben demiyordum. Hep dediğim, sana bakmanın ne kadar güzel olduğuydu. Yanımda ne kadar güzel durduğundu. Sen anlat, ben dinleyeyim diyordum. Çünkü sen, bir buçuk adana bile söylesen, masal gelirdi La Fontaine’den.

Öyleydin.

E ne oldu peki?

Gittin. Hiçbir şey demeden. Bir açıklama yapmadan. Tamam, dedin belki bir şeyler. Demesen de hissettirdin. Dayanılmaz yaralar bıraktın ardında. Uyutmayan ağrılar.

Şimdi başkalarınınsın. Biliyorum onları da kıracaksın.

Çok acıttın. Evet. Ama hiç pişman olmadım. Yine olsa yine yapardım.

Yine giyerdim seni.


Canım, topuklu ayakkabım.

0 Maruzatım olacak:

Template by:
Free Blog Templates