9 Ocak 2010 Cumartesi

RomantiKomedi


Yıllarca beynimizi yıkadılar. Çocuktuk, Şeker Kız Candy izler, bir gün Anthony’mizle tanışacağımız günü bekler dururduk. O dönem bütün hemcinslerim sarışın, mavi gözlü, sevimli mi sevimli bir insanın mutlaka bi yerlerde var olduğundan ve bizi bulacağından emindi. Yine de onu beklerken boş geçmesin zaman diye sınıftan arkadaşlarımıza falan yalandan aşık olurduk. Ertesi gün başkasıyla yan yana oturdu diye aramızdaki her şey başlamadan bitiverirdi.

Sonra Candy biraz büyüdü. Biz de. Terry ile tanıştık. Bir insanın gıcık, sinir bozucu olduğu ve can yakan davranışlarda bulunduğu kadar yakışıklı olması gerektiğini öğrendik. Öğretildik. O bencil insanın mutlaka içinde sakladığı mühim problemleri olduğunu düşündük. Her gerzekçe hareketini meşrulaştırdık istemeden. Güçsüzlüğünü, kötülüğüyle örtbas ediyor sandık. Her kötü insanın içindeki iyiliği görmeye çalıştık. Oysa kötü insan salt kötüymüş.

Brezilya, Meksika, bilimum Latin Amerika dizileri vardı. Fakirdik evet ama mutlaka zengin biri, bizim olağanüstü güzelliğimizden etkilenip aşık olacaktı bir gün. Çekemeyen, zarar vermeye çalışan, kendi çapında başarıya ulaşan tüm o çirkef insanlar da layığını bulacaktı er ya da geç. Acı çeksek de mutluluğa ulaşacaktık. Hayat hep adil olacak sandık.

Romantik komedileri izlemekle geçti gençliğimiz. Her köşe başında yaklaştığımızda nefesimizi tutup, adımlarımızı hızlandırdık. Belki biriyle çarpışırız diye çanta taşımayı bırakıp kollarımızda taşıdık ağır kitaplarımızı. Elbet bir gün çarpışmanın etkisiyle yere düşeceklerdi. O mükemmel insan da toplamamıza yardım edecekti. İlk görüşte aşık olacağız diye her an gülümseyerek, en sevimli halimizle dolaştık sokaklarda. Sonra o aşık olduğumuz insan olur olmaz yerlerde karşımıza çıkacaktı. Şaşıracaktık. Hep güzel tesadüfler olacak sandık. Her nefret ettiğimiz, tartıştığımız ya da kavga ettiğimiz, tatlı gibi adamın sevgilimiz olma potansiyeli karın kaslarının belirginliği ile doğru orantılı olmalıydı.

İnandık, umutlandık… Biri gelecek “Size şu cafede bir sıcak çikolata ısmarlayabilir miyim?” diyecekti. Demeliydi. Ama bize düşen bir bardak soğuk su oldu hep. Onu da kendimiz aldık.

Siz gençlere sesleniyorum. Biri sizi farkeder de peşinizde dolanır, aylarca takip eder diye her sabah sahilde koşu yapmanıza gerek yok, öyle bir şey olmayacak. İnternette yazıştığınız etkileyici adamın, görünce öldürmek istediğiniz komşunuz çıkacağını ve aranızda büyük bir aşk başlayacağını sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Okulun en popüler çocuğunu zekanızla falan etkileyebileceğinizi hiç düşünmeyin bile.. Yakışıklı bir hayalet size takıp, esprili mektuplar göndermeyecek. İçten içe hoşlandığınız kankanıza kızları tavlaması konusunda direktifler verirken, bir gün sizi göreceğini, değerinizi anlayacağını düşünecek kadar aptal olamazsınız. O taş gibi kızlarla eğlenirken siz sadece ona uzaktan bakıp ağlayacaksınız, hazırlıklı olun. Futbol maçı izlerken ya da en sevdiğiniz grubun konserindeyken evlenme teklifi almayacaksınız. Hoşlandığınız o esrarengiz genç vampir falan değil. Bir kurt adam size hiçbir zaman aşık olmayacak.

Benden uyarması.

Şimdi, gidin ders falan çalışın. Hadi sağlıcakla.



8 Ocak 2010

0 Maruzatım olacak:

Template by:
Free Blog Templates