Nedendir bilmem, dolu kültablası hep çekici gelmiştir bana. Bir yaşanmışlık, yorgunluk, yılgınlık, umutsuzluk vardır halinde. Yarısına gelmeden söndürülmüş sigaralar... Dibine kadar içilmiş olanlar... Yanmış izmaritler...
Aceleyle değil, yavaşça, derin derin içine çekilen o zehir, birilerinin çaresizliğine yoldaş olmuştur kimi zaman. Üzerine şarkılar yazılmış son sigaralar hep o kültablasında söndürülmez mi?
Dolu kültablasının kenarında duran, hala tütmekte olan o tek dal daha da pekiştirir atmosferi. "Hala yanıyorum, öyle hırpalandım." der adeta.
Uykusuz geceler, ayrılıklar, ağlamalar, kızarmış gözler, sigara kokan eller, öksürmeler.. Çok şey anlatır dolu kültablası.
Özendirici şeyler söylemek istemem. Sigara içmem. Siz de içmeyin. Ama içiyorsanız da hakkını verin. Boşaltmayın kültablasını. Ben öyle severim.
0 Maruzatım olacak:
Yorum Gönder