Rüyalar çok acayip değil mi? Hele benimkiler. Öyle gerçekmişçesine yaşıyorum ki. Uyandığımda bazen gerçekliğe odaklanmakta zorlanıyorum. Rüyalarımdan hikaye yazdığım oluyor bazen. Bazen sadece rüyamı anlatsam roman oluyor.
Harry Potter’da rüya görmeme iksiri vardı. Bir keresinde Voldemort’la geçen zor bir kapışma sonrası hemşire Harry’ye o iksirden içirip, uyutmuştu onu. Bazen öyle bir şey olsa keşke diyorum. Çünkü o kadar fazla rüya görüyorum ki her daim zihnim yorgun uyanıyorum.
Ya da rüyalarımızı kontrol edebilsek ne güzel olurdu. Böyle bir şey olabiliyormuş aslında bir ara okudum falan ama sonra üzerinde durmadım. Üşengeç bi insanım ben. Başladığım şeyi bitirdiğim de nadir görülmüştür zaten. Bir kitaplar ve filmler söz konusu olduğunda, bir de üniversitedeyken ödevler falan varsa sonunu getirmişimdir başladıklarımın. Ama bazen öyle rüyalar görüyorum ki hiç bitmesin istiyorum. Ya da sonunu görmek istiyorum. Göremeden uyanıyorum.
Dün gece yine bitmesin istediğim rüyalardan birini gördüm. O kadar gerçekçiydi ki. Rüyada koku hissedilebilir mi? Ben hissettim mesela. Dokundum. Her şey çok netti. Çok güzeldi. Hani uyanırsın, anlarsın gerçek değil. Gözlerini sımsıkı kapatırsın geri dönmek istersin. Dönemezsin. Rüyadayken kendini iyi hissettiğin kadar kötü hissedersin kendini bi anda.
Baş ağrısı da cabası. Bir rüya gününüzü piç etmeye yeter mi? Yetebiliyor.
4 Maruzatım olacak:
Rüya görmek bir ruh halidir. Güzel bir rüya götü geçen bir gün için umuttur da.
Rüyalar gerçek olsa vay benim halime. İki hafta boyunca sadece iki geceyi kabussuz geçirdiğim dönemden bahsetmiş miydim? Şarkılar bazen sakıncalı. :)
O yüzden ya da olmasa diye açık kapı bıraktım. :D
Yorum Gönder