Kitaplığında seri halinde kitapları bulunan insanlara ön yargıyla yaklaşıyorum sanırım. Benim için kitaplık çok önemli bi şeydir. Çok özenmişimdir kendi kitaplığıma. Büyütmek için de elimden geleni yapıyorum. Şu an sergileyemediğim bi koli kitabım daha var mesela, yer ve kitaplık ebatından ötürü koyamıyorum oraya, içim cız ediyor. Kendi evim olunca ilk işim daha büyük bir kitaplık almak olacak.
Neyse gelelim şu seri kitap olayına. Dünya klasikleri serisi falan mesela, böyle alınıp da oraya konulmuş kitaplar sırf süs içinmiş gibi geliyor bana, okudularsa bile ne bileyim. Öyle işte.
Bi de ben çok bencilimdir kitap konusunda. Normalde paylaşımcı bir insan olmama rağmen kimseye ödünç vermem kitaplarımı. Yani şöyle bi şey, eğer birine kitabımı verdiysem bu ona çok fazla değer veriyorum anlamına gelir. Vermediysem değer vermiyorum anlamına gelmez elbette ama eğer verdiysem hani siz hesap edin aradaki o minik farkı. Kimseden kitap da almam ben. Biri bi kitap önerdiyse o hafta aç gezerim, dışarı çıkmam, çok bi şey içmem gider alırım mesela o kitabı. Başladığım kitabı da bitiririm her türlü. Sevmediysem uzun sürse bile bitiririm. Prensip meselesi işte. Ne yapayım?
Şimdi bunu niye yazdım bilmiyorum. Sanırım yavaş yavaş kendime bir "yapılacaklar listesi" oluşturuyorum. Yaz kızım:
1: Daha büyük bir kitaplık alınacak.
6 Maruzatım olacak:
kitap konusunda ben de çok bencilimdir. çünkü verdiğim çoğu kitap geri gelmemiştir ve o kişilerden birinde bu kitabı gördüğümde de yüzsüz bir şekilde bu senin değil benim kitabım demiştir. ve o kitap benim için çok değerliydi..
Aynen katılıyorum!
Benim kitaplarım yağmalanmıştır. Kime kitap verdi isem gitmiştir.yerine getirilmemiştir.
Benim gibi yapın. Vermeyin kitaplarınızı! :D
İlkeleri olmalı insanın.
Kural 1: Bu evden kitap ve DVD çıkmaz, gel, oku, izle, dinle, kopyala, git, ama alamazsın.
Budur!
Yorum Gönder