Ne kolaymış söylemesi. Ne kadar boktan bir durum içinde olursan ol, şartlar ne kadar ağır olursa olsun, susman gereken anlarda bile bir şeyler planlıyorsun, sözcüklere döküyorsun sonra. Ne kolaymış sözcükleri sarfetmesi.
Neler neler diyordum eskiden, şimdi düşündüm de. Gelecekle ilgili yerli yersiz kurulan hayaller… Hayal kurmanın sınırı yok da, gerçekleşmedikçe yaşadığın hayal kırıklıkları canını giderek daha çok yakar oluyor. Bi bok beceremediğini görmek koyuyor insana.
Gidecektim mesela ben. Uzaklara. Kendi isteğimle. Başaracaktım bir şeyler. Bilmediğim dili olan bir ülkede, anlaşmaya çalışacaktım insanlarla. Çabalayacaktım. Kovalayacaktım. Evet yine gidiyorum. Zorunluluktan ama. Bir de istediğim kadar uzağa değil. Bir zamanlar benim dediğim sokaklardan geçerken misafir hissedeceğim artık kendimi. Kedimin boklarını temizlediğim minik balkona yalnızca kısa bir süre için kafamı kaldırıp bakabileceğim mesela.
Anladım ki hiçbir yerde kalıcı değiliz. Hiçbir yerde. Hiçbir durumda. Bir zamanlar öylece tuttuğun ellerin gün gelip de çok uzaklarda olabileceğinin farkına varmak büyük bir şeymiş. Nereye gitsen seninle gelecek olan bir yükmüş. Okuldan döndüğünde sırtından çıkardığın çantanı fırlatıp attığın gibi atamazmışsın onu.
Kariyermiş, okulmuş, hedeflermiş, hayallermiş, ve daha bir sürü bok. Önceliklerin, yaşadıklarına göre tepetaklak olup değişebilirmiş. Ne kolaymış söylemesi dedim ya, O zaman dilinden düşürmediklerin birden bire anlamsız bir hale dönüşebilirmiş. “Ben olsam giderdim.” derken bir zaman, şimdi hissettiklerin söyleyemediğin o iki heceye bakıyormuş sadece; “Git-me!”
0 Maruzatım olacak:
Yorum Gönder