20 Eylül 2011 Salı

Dibe Vuruş

Film karesi gibi. Bilgisayarımın yanında çayım, boş sayfaya bakıyorum. İlk kelimeyi yazmayı bekliyorum. Gözüm word sayfasında yanıp sönen çubuğa takılıyor. Hani kelimelerin sonunda duran. Bu sefer başında duruyor çünkü yazamıyorum. Kendini tüketmiş, başarısız yazar gibiyim. Oysa patlayacak gibi içimde biriktirdiklerim. Neyse ki yazmaya başladım da devamı geldi.

Bir yalana bağlanıyorum farkında olmadan. İyiymişim gibi yapıyorum. Gülüyorum bile. Kahkaha attığım oluyor. Şaşılacak şey değil bu. Hep böyleydim ben. Yine öyle olduğuma inandırmak zor olmuyor insanları. “Güçlü ol” diyenler gerçekten güçlüyüm sanıyor. İşin garibi ben de inanıyorum artık. Sanki o derinliklerden yüze yüze kurtulmuşum, keyifli keyifli böyle. Bazen acıdan gülümser ya insan, öyle.

Dibe vuruş yeniden yüzeye çıkışın başlangıcı mıdır? Yoksa başlı başına bir bitiş mi? Güçlü olmak yalnızken de mümkün mü ki? Biri seni ayağına kocaman bi taş bağlayıp fırlattıysa denize, nasıl yeniden yüzeye çıkabilirsin ki tek başına? Biri tutup kamyonun altına ittiyse seni, bi başkası kurtarmadan nasıl hayatta kalabileceksin? Biri bıçağı soktuysa sırtına, elinin ulaşamayacağı bi yere, kim çekip alacak onu ordan?

Demesi kolay yapması zor laflardan biri ”Güçlü ol”

Olunmuyor.

2 Maruzatım olacak:

bi tuhaf bişey dedi ki...

-Ben yalnızken daha güçlüydüm.
-O zaman yalnız kal!

Zamanı gelmediğinde ikinci cümleden sonra sessiz kalıyorsun. Dolaylı yoldan "Bitirelim" deniyor ama yapamıyorsun. Zamanı gelecek. O gücü içinde hissedeceksin. Masal anlatmıyorum. Biraz daha tükenmen gerek. Dibe vuruş, yeniden yüzeye çıkışın başlangıcıdır, evet.

Neredeyse Kafasız Nick dedi ki...

Zaman yani.. Sanırım haklısın.

Template by:
Free Blog Templates