İnsan aldığı nefesin
hafiflediğini hissedebilir mi? Hissediyormuş resmen. Böyle, göğsüne sanki fazla kilolu bi babaanne oturuyormuş gibiyken eskiden, artık oturan
neyse, hangi koca popolu insansa, (onu sen hayal et) kalkıp gidiveriyormuş birden.
Bazen bazı şeylerin yapılması
gerektiğini bilirsin ama elin varmaz ya, beklersin. Öyle. Hani ne bileyim, gözünü karartmak
istersin, yeri gelir, o an gelir karartıverirmişsin. Tutup atarmışsın koca
popoluyu göğsünden.
Ben hep derdim, düştüysen seni
biri kaldırmalıdır, diye. Öyle değilmiş. Sen kalktığında biri gelir tutarmış
elinden. Sımsıkı hem de. Tutamasa bile tuttuğunu hissettirirmiş sana.
Mesela gölge etmese başka ihsan
istemeyeceğin duruma gelebilirmiş tependeki -senin bi zamanlar işe yaradığını düşündüğün- şemsiye.
Çünkü o gidince güneşi görebileceğini anlarmışsın o andan sonra. Gözün acısa
da, tenin yansa da bakmayı bilirmişsin güneşe. Çünkü aydınlanırmışsın
beklemediğin bi anda. Pat diye bulutların arasından çıkıverirmiş mesela.
Ve hani güneşe bakınca gözlerin
kısılır, yüzüne gülümsemeye benzeyen bir şey yerleşir ya, işte öyle bir şey.
1 Maruzatım olacak:
Eh, zamanı gelmişti artık. :)
Yorum Gönder