Uzun zamandan sonra ilk defa bir romantik komedi filmi izledim dün. Romantik komedi hakkındaki fikirlerimi bilenler bilir. Burada da bahsetmiştim bir sefer. Böyle filmlerin ağzını burnunu kırasım gelirdi ama dün izlediğim "Going to Distance" bana şöyle bir "Lan?" dedirtti. Yok yok, film tanıtımı yapmak falan haddime değil. Sadece kendimle özdeşleştirdiğim noktaları vardı filmin.
Şimdi, ben de epeydir Amerikalıların deyimiyle 'long distance relationship' sürdürmekteyim. "Sürdürülür mü yea?!" demeyin. Valla oluyor. Eskiden olsa kendime güvenmezdim ama insan çok sevdi mi her şeye katlanıyor.
Filmde yakışıklı gibi esas oğlan, Drew Berrymore'a (ki kendisi esas kız) "3 ayda bir görüşmekle ilişki olur mu, olmaz, evet seviyorum da bence ayrılalım." gibisinden cümleler kurdu. Sonra ayrıldılar. İlişkileri boyunca "We'll figure it out" diyen adam bunu dedi.
Ben tabi üzüldüm baya bunu duyunca. Küfür bile ettim o esas oğlana.(Öf adamın adını bilmiyorum, bakmak da zor geldi.) Çünkü ne bileyim, kendimi düşündüm de, erkek arkadaşım bana bunu dese onca zamandan, emekten, yaşanmış şeyden sonra, o kadar çok severken... Baya bir canım acırdı herhalde. Ama demez biliyorum. Zaten geliyor, hehehe :) önümüzdeki günler çok süper geçecek.
İşte sonra zaten filmde de 6 aylık bir ayrılıktan sonra esas oğlanın esas kıza daha yakın (Yakın dediysem yine uçakla 1 saat, otobüsle 6 saatmiş San Francisco - Los Angeles arası) bir yere taşınmasıyla tekrar birleştiler falan. Romantik komedi ya illa mutlu sonla bitecek.
Neyse. Kalkıp size imdb'de 6 puan falan alabilmiş bir filmi izleyin demiyorum valla. İzlemeyin. Ben sıkıntıdan baktım sırf.
Not: Yazıda 6 rakamı 3 kere geçti valla tırstım desem yalan olur.
0 Maruzatım olacak:
Yorum Gönder